Herkesin bir hikayesi vardır. O hikaye uzun ya da kısa olabilir. Can sıkıcı ya da ilgi çekici olabilir. Belki öğreticidir., hatta ibret vericidir. Herkesin hikayesinin farklı tarafları vardır elbette, ama bütün hikayelerde iki önemli ortak özellik bulunur: Dile getirilen gerçektir ve o gerçek ancak bir kez yazılabilir, bir daha da öyle yazılamaz.
Her insanın hikayesi akıp giden zamanın ölümlü bir bedenle yaşanmış bir dilimdir. İnsanlığın yalnızca bir zerresidir. Kimi yerlerde başka insanların hikayeleriyle kesişir, kimi yerde yalnızca kendine has özellikler gösterir.
Herkesin hikayesi yazılabilir. Bazı hikayeler insanlara yararlı, kayda değer bir miras oluştururlar. Böyle hikayelerde insan bedeninin yaşam süresi içine çok şey sığmıştır. Yalnızca bir tek kişiyi değil, birçok kişiyi ilgilendiren hikayelerdir bunlar. Hatta dönemi, toplumu, ülkeyi, fikirleri, ilkeleri tarif ederler. Beden, yaratıcısına geri dönecektir ama yaşadıklarının izleri kalacaktır. O yüzden, bu hikayeler yazılırsa iyi olur.
Mehmet Kemal Dedeman'ın hikayesi yakın çevresi ve iş dünyası kadar içinde yaşadığı toplumu da ilgilendiriyor. Kişiliği kadar hayatı da kendine has özellikler taşıyor. Mehmet Kemal Dedeman'ın hikayesi yazılması gereken hikayelerden. Bu hikayenin yazılması için yaptığı uzun ve titiz çalışmalardan sonra bir de benim için harcadığı zamana, özene ve gösterdiği ilgiye, yakınlığa müteşekkirim.
Mehmet Kemal Dedeman gençlik yıllarından başlayarak notlar tutmuş, hemen hemen herşeyi tarihi, yeri, bazen de saatiyle kaydetmiş. Hayat hikayesinin bazı bölümlerini günceler tutarak kayda geçirmiş, kimi anıları ise "düzmeceler" ya da "uydurmacalar" adını verdiği dizelerde yer almış. Hayat hikayesini oluşturan birçok olayın belgesini düzenli dosyalarda korumuş. Bunlar öylesine özenli ki, yeniden göz gezdirdiği ya da düzenlediği tarihler bile kaydedilmiş. Elindeki evrakın kaynağı hep belirtilmiş; bir yazışmanın ya da bir belgenin kendine göre hikayesi varsa, üzerine mutlaka not düşürülmüş. Yoğun geçen bir iş hayatı sırasında bu titizliğin nasıl korunabildiğine şaşmamak elde değil. Bununla da kalmamış Mehmet Kemal Dedeman, yanında eksik etmediği dolmakalemiyle ve inci gibi bir yazıyla, sayısının kendinin de bilmediği dizeler yazmış. Hayat, insanlar, Tanrı, doğa, gündelik işler, ailesi gibi konuları ele aldığı dizelerde, adeta dertleşiyor, Tanrı'ya yakarıyor ve kendini kıyasıya eleştiriyor.
Yaşadıklarına olduğu kadar yazmaya, olayları kaydetmeye gösterdiği özen, Mehmet Kemal Dedeman'ın hayat hikayesinin yazılmasında büyük rol oynadı. Kendi hikayesinin mimarı Mehmet Kemal Dedeman oldu. Tüm malzemesi yine tarafından, bütün ayrıntılarıyla, çoktan özenle hazırlanmıştı.
İşe ve hayata kattığı enerjiyi ve rengi yansıtan bu hikayenin yazılması sebebiyle, Türkiye'nin tarihinde ve iş dünyasında nev-i şahsına münhasır bir yer tutan Sayın Mehmet Kemal Dedeman'ı tanıma şanşını elde ettiğim için çok memnunum.